Ziyaretci defteri İletişim Chat
                Menü

WOLFGANG BORCHERT hayatı ve şiirleri



Alman şair, öykücü ve oyun yazarı Wolfgang Borchert 20 Mayıs 1921'de Almanya'da Hamburg'da doğdu. Kitapçılık ve bir süre oyunculuk yapan Borchert, 2. Dünya Savaşı sırasında askerealınarak gönderildiği Rus cephesinde ağır yaralandı (1942), ancak muhalif kimliği nedeniyle kendi kendini yaralamakla suçlandı, ama aklandı. Nasyonal sosyalizmekarşı görüşlerini mektuplarına yansıtında, bu durum devlet güvenliğini sarsıcı nitelendirilerek tutuklandı; difteri ve sarılığa yakalanmış olarak sekiz ay cezaevinde tutuldu, daha sonra yeniden cepheye gönderildi. Çürüğe ayrılacağı sırada, Goebbels'i bir parodisine konu edindiği için bir daha tutuklandı ve bu kez dokuz ay hapis yattı  (1943). Berlin'de yakalanmasının ardından Borchert yeniden cepheye gönderildi, ancak 1945'te birliği Fransızlara teslim olunca, ordudan kaçmayı başardı. Hamburg'a gitti, Devlet Tiyatrosu'nda yönetmen yardımcısı olarak çalışmaya ve  kabare gösterilerinde yer almaya başladı. Sağlığının giderek kötüleşmesi üzerine İsviçre'ye gönderildi, yatırıldığı bir sanatoryumda genç yaşta 20 Kasım 1947'te İsviçre'de Basel'de yaşamını yitirdi.(kaynak:www.siir.gen.tr)








HAMBURG'DA


Hamburg'da gece
başka kentlerde
o tatlı, mavili kadın
Hamburg'da kül renginde;
yağmurda yağışta başını bekler
Tanrıya uzak kalmışların.

Hamburg'da gece
yeri bütün liman meyhaneleri
eğninde ince, hafif bir giysi
çöpçatandır, bir görüntü, sessiz geçer
parklarda, dar sıralar üstünde
başlamışsa sevişmeler, gülüşler.

Hamburg'da gece
aygın baygın şarkılar söyleyemez
bülbül şakımaları içinde;
bilir bize aynı mutluluğu verir,
vapur düdüklerinin türküsü
limandan şehre vuran seslerde.




RÜZGÂR VE GÜL Küçük solgun gül! Bordadan esen hoyrat yel perişan etti seni! yaprakların sanki bir liman yosmasının sırtına giydikleri -- birden saldırıverdi. Hissetti de kendini bir süre belki bitkin, istedi gizli kıvrımlarında biraz soluk alsın. Ama kokun onu öyle büyüledi, öylesine geçirdi ki kendinden: köpürdü coştu birden, duyduğu hazla ezdi seni; öptüm diye böbürlenmede ürkmüş otlarda eserken gene.

ANTİKALAR Hohen Bleichen caddesini anarak Büyük günümüzün gürültüsünden uzakta, geçmişte şan ve şeref, boşlanmış, hurda şimdi; durur sessiz eşyalar, tozlu, tuhaf, bambaşka birkaç koket fincan, Biedermeier stili. Solgun bir imparator, üstlerine kurulmuş, solgun, ama büstüne alçılanmış görkemi. Bir Okyanus timsahı, içersi doldurulmuş, sırıtır çakırkeyf, camyeşili gözleri. Bir bronz çıpa sapı, Akıllı Karl'dan kalma, parlar kat kat göbeği üstünde Buda'nın. Bir topuz perukadan hafif yayılır hâlâ ayartıcı kokusu çok eski bir pudranın. Tahta, katı çizgilerle bir Malezya putu bakar bön. Melezlerin bir donuk parıltı dişlerinde. Görür savaş düşleri, paslı silahlar, mutlu, ve vınlar Rembrandt'ın gölgeleri içinde. Barok komodinde bir ölüm kurdu, çıtırdatır kurumuş tahtaları habire. Vızıldar bir sinek, üzgünce bir türkü, çöker de on üç cilt Schopenhauer üstüne.

AYRILIŞ Bir son öpüştü rıhtımda kaldı ardımda. Akıntıdan yana, denizlere yolun gidiyorsun bir kırmızı, bir yeşil ışıktır uzaklaşır.

DÜŞLERDE FENER OLMAK Ben ölünce hiç değilse Bir fener olsam, kapında dursam, soluk donuk geceyi aydınlığa boğsam. Ya da limanda gemilerin uyuduğu zamanda gülüşürken kızlar uyumasam, dar kirli bir kanalda bir yalnıza göz kırpsam. Daracık bir sokağa assalar beni teneke, kırmızı bir fener bir meyhane önünde dalgın düşüncelerle tempo tutup şarkılara sallansam. Ya da şöyle bir fener gözleri büyümüş bir çocuğun yaktığı duyulup da korkunca çevresinde yalnızlığı dışarda camlarda fırtınanın ıslığı kâbuslar, görüntüler, cinler. Evet, hiç değilse. ben ölünce bir fener olsam, tek başına geceleri uykulardayken dünya gökte ayla senli benli sohbete dalsam.

DENİZ KABUKLARI Deniz kabukları, renkli, parlak; çocukların bulduğu. Deniz kabukları, ince, yuvarlak; içlerinde rüzgârın uğultusu. Türkü söyler yüce deniz içlerinde- görülür müzelerde ışıldadıkları; sonra eski liman meyhanelerinde, sonra çocuk odaları... Deniz kabukları, ince, yuvarlak; dinle! rüzgârın türküsü duyduğun! Deniz kabukları, renkli, parlak; Bir zamanlar çocuklukta bulduğun!


YABANCI ŞAİRLERE DÖN


copyright by image and more
     
Anasayfa

Şiirlerim
Şiirleriniz
Şairler
Yabancı Şairler
Halk Ozanları
Denemeler
Sesli Şiirler
E-Kart
Dört Dörtlük

Fotoğraflar
Karikatürler
İlginç Resimler
Animasyonlar

Hikayeler
Güzel Sözler
Sevgiye Dair

Medya Linkleri
Nevşehir
Linkler
Biyografim

     
LOTTO şans sayılarınız için tıklayın!