14.12.1895 Fransanın Saint-Denis kentinde doğmuştur. 1908 yılında ailesiyle birlikte Parise göç etmişler. 1912-1914 yılları arasında öğrenimini yarıda keserek Davosta akciğer hastalı nedeniyle tedavi görmüş ve sonra askeriyede görev almıştır. Breton ve Aragonunda görevli olduğu Trois Roses dergisinde çalışmış ve o zamanın Dadaizm akımına katılmıştır. 1924 yılında uzak doğuya 7 aylık bir seyehatte bulunmuş, hakkında öldü söylentileri çıkmış, tekrar döndüğünde sürrealistler grubuna katılmış 1924-1929 yılları arasında Revolution Surrealist te görev almıştır. 1926 yılında Fransa Komunist Partisi üyesi olmuş 1934 yılındaki Faşist darbeye karşı Antifaşist aydınlarla birlikte mücadele etmiştir. Sonraları Dünya barışı hareketinde aktif görev almış ve birçok ülkeye bu amaçlı seyehatleri olmuştur. Fransanın büyük şairlerinden Paul Eduard 18.11.1952 yılında hayata veda etmiştir.
|
ŞİİR
Yavrum bu senin gülüşünün ardında
Bütün sevda kelimeleri çırılçığlak
Memelerini tutup çıkarıyorlar boynunu
Sonra kalçalarını gözbebeklerini
Sonra ne varsa okşayış adına
Bütün bunları bulup çıkarıyorlar
Seni öptüğüm zaman gözlerinden
Yalnız sen göresin diye
Bu sevda kelimeleri
KARARTMA
Kapılar tutulmuş neylersin
Neylersin içerde kalmışız
Yollar kesilmiş
Şehir yenilmiş neylersin
Açlıktır başlamış
Elde silah kalmamış neylersin
Neylersin karanlık bastırmış
Sevişmezsin de neylersin.
ASIL ADALET
İnsanlarda tek sıcak kanun,
üzümden şarap yapmaları,
kömürden ateş yapmaları,
öpücüklerden insan yapmalarıdır.
İnsanlarda tek zorlu kanun,
savaşlara, yoksulluğa karşı
kendilerini ayakta tutmaları,
ölüme karşı yaşamalarıdır.
İnsanlarda tek güzel kanun,
suyu ışık yapmaları,
düşü gerçek yapmaları,
düşmanı kardeş yapmalarıdır.
Hep var olan kanunlardır bunlar,
bir çocukcağzın tâ yüreğinden başlar,
yayılır, genişler, uzar gider
t"a akla kadar.
HALK
Halkım ben,
hani şu sayılamayan,
hani şu çok halk.
Soluğumun öyle bir gücü var ki
sessizliği deler geçerim, dinlemem,
filiz verir, boy atarım,
zifiri karanlık demem.
Zulüm, acı, ölüm, şu bu
bir anda gizlerse de tohumu,
ölmüş gibi görünürse de halk,
döner gelir elbet bir gün nisan ayı,
kavuşur baharına toprak,
kızgın eller dağıtır atar ağır havayı.
Ölümün içinden yeşerir yaşamak.
ÖLMEMEKTEN ÖLMEK
Gözkapaklarımın üzerinde ayakta duruyor
Ve saçları saçlarımın içinde
Biçimi ellerimin biçiminde
Gözlerinin rengi gözlerimin renginde
Gölgemde yitip gidiyor
Tıpkı bir taş gibi gökyüzünde.
Gözleri var her zaman açık
Ve bir an olsun uyutmaz beni.
Düşeri var apaydınlık
Güneşler buharlaştıran
Güldürür, ağlatır beni ve güldürür
Konuşturur beni söyletmeksizin tek bir söz.
İSPANYA'DA
Kan rengi bir ağaç varsa İspanya'da
Hürriyet ağacıdır
Susmayan bir ağız varsa İspanya'da
Hürriyeti haykırır
Bir bardak saf şarap varsa İspanya'da
Milletin olmalıdır.
YABANCI ŞAİRLERE DÖN
|