|
NIZAR KABBANI hayatı ve şiirleri
Suriye'de varsıl bir Şamlı ailenin çocuğu olarak
doğdu. Şam Üniversitesi'nde hukuk okudu. Dışişlerinde çalışmaya başladı. İlk
kitabı Esmerim Anlattı bana(1942) henüz on dokuz
yaşındayken yayımlandı. Bu kitapla kazandığı şöhreti her geçen yıl arttı.
Ülkesini birçok Avrupa ve Asya başkentinde diplomat olarak temsil eden Kabbani,
yönetimle olan uyuşmazlığı nedeniyle görevinden istifa etti. Kendisi bazı
kaynaklara göre Adonis'le birlikte yaşayan en büyük Arap şairi olarak görülür.
Bir aşk şairi olarak tanınan Kabbani, 1967 Arap-İsrail savaşından sonra Arap
şiirinde çağ açıcı bir rol oynamıştır. "Gerileme Kitabına Dipnotlar"
şiiri Beyrut'ta Al-Adab dergisinin Ağustos 1967 sayısında yayımlanır
yayımlanmaz bütün Arap dünyasında yasaklanmış ve Arap edebiyatının ilk samizdat
örneği olarak gizlice elden ele dolaşmaya başlamıştır. Bu şiirin yayımlanışı
aynı zamanda Al-Adab Al-Huzarani (Haziran Edebiyatı) akımını da doğurmuştur.
Haziran Hareketi'nin kurucusu ve önde gelen şairi Kabbani, gerek 19550'lerdeki
şiirde sadeleşme hareketinde, gerekse 1967'deki "Altı Gün Savaşı"nın ardından
patlayarak çığ gibi artan politik şiirde Arap şiirinin yol göstericisi olmuştur.
Şiir kitaplarından bazıları şunlardır: Nizar Kabbani'den Şiirler (1957), Yeşil
Bir Lambadır Şiir (1964), Geçkin Bir Kadının Güncesi (1968), Aşk Kitabı (1970),
Yüz Aşk Mektubu (1972) Yasak Şiirler (1972).
Kaynak: www.yitikulke.com
|
GAZABA UĞRAMIŞ ŞİİRLER
Şarkıcı nasıl söyler şarkısını, Dudakları dikilmişken
efendim? Bir Arap şairi ölünce bugün Kim dua eder O'na? El öpmez benim
şiirim Doğrusu sultanlara düşer Şiirimin ellerini
öpmek!
I Dostlarım Başkaldırmıyorsa,nedir ki şiir? Azgınları
ve azışları devirmiyorsa,nedir ki şiir? Zamanda ve mekanda Sarsıntı
yapmıyorsa, nedir ki şiir? Kisra Nuşirevan'ın başındaki tacı Yere
çalmıyorsa, nedir ki şiir?
II Bunun için çekiyorum isyan
bayrağını Şu ana kadar gündüz nedir bilmeyen milyonlar adına. Nedir,dalla
serçeyi ayıran Gülle sarı şebboyu ayıran nedir? Nedir memeyle narı
ayıran Denizle zindanı ayıran nedir? Nedir mavi ayla karanfili
ayıran Yiğitlik kelimesinin sırrını, Giyotinin sırrını
ayıran?
III Bunun için çekiyorum isyan bayrağını! Kediler gibi
boğazlanmaya götürülen milyonlar adına Göz kapakları çıkarılanlar
adına Dişleri sökülenler adına Sülfirik asitte eriyenler adına,kurtçuklar
gibi Mahrum olanlar adına, Sesten,fikirden,dilden. Çekeceğim isyan
bayrağını.
IV Bunun için çekiyorum isyan bayrağını Küçük perdenin
altında Öküz gibi oturan halklar adına Dostluğu büyük kaşıklarla içen
halklar adına Develer gibi yük çeken halklar adına Gün doğusundan gün
batısına Yük çeken deve gibi. Sudan ve arpadan başka hakkı yok Hasreti
yok emirin karısının Emirin dişi köpeğinin Berberine ait olmaktan
başka.. Yaşasın bir demet yonca Yaşasın tek ilah diye Allah'a
yalvaran Halklar adına
V Ey şiirin dostları! Ben ateş
ağacıyım,hasretlerin kahiniyim ben Elli milyon aşığın
resmi sözcüsüyüm Sevgi ve inleyiş ehlinin ellerinde uyur Kah yasemin
ağaçlarına. Ey dostlarım! Bıçağın saltanatını hep reddeden Bir yarayım
ben..
VI Ey mümtaz dostlarım! Dudaksızların dudağıyım
ben Gözsüzlerin gözüyüm ben Okumazlara denizin
kitabıyım ben Hapishane kaşalotlarına gözyaşıyla kazınan Yazılarım
ben Bu çağ gibiyim ben,sevgilim! Çılgınlıklarla karşılarım
çılgınlıkları Kırarım nesneleri çocukluk içre Kanımda devrim ve limon
kokusu Hep bildiğiniz gibiyim ben Hoşlanırım kanun çiğnemekten Hep
bildiğiniz gibiyim ben Şiirleyim... Yoksa var olmak
istemem...
VII Dostlarım! Hakiki şiir sizsiniz. Gülmenin de
ehemmiyeti yok surat asmanın da Sultana öfkelenmenin de Siz benim
sultanlarımsınız Sizden şeref,kuvvet,kudret istiyorum Tuz ve taş
üstünde uyuyan şehirlerde Şiirlerim yasak. Şiirlerim yasak, Çünkü
insana Sevginin ve medeniyetin kokusunu taşıyor Şiirlerim
reddedildi, Çünkü her beyti muştu taşıyor Dostlarım! Sizi
bekletmekteyim hala Kıvılcımı tutuşturmak için...
RESİM DERSİ
1
Boya kutusunu önüme koyuyor oğlum Bir kuş çizmemi istiyor
benden Kül rengine batırıyorum fırçayı Bir dörtgen çiziyorum, üstüne bir
kilit ve çubuklar Oğlum, gözleri dehşet dolu, diyor ki bana: "Ama bu bir
hapishane... Yoksa bilmiyor musun baba, kuş çizmeyi sen?" Oğlum, diyorum
ona, ayıplama beni Kuşların biçimini unuttum inan.
2 Kalem kutusunu
önüme koyuyor oğlum Bir deniz çizmemi istiyor benden Kurşun kalemi
alıyorum Siyah bir daire çiziyorum Oğlum diyor ki bana: "Ama bu siyah
bir daire, baba Deniz çizmeyi bilmiyor musun yoksa?" Ona diyorum ki:
Oğlum Eskiden deniz çizmekte ustaydım Ama bugün... Oltayı aldılar
benden Av yaklaşmıştı oysa... Mavi renkle konuşmamı da
yasakladılar Özgürlük balığını yakalamamı da.
3 Resim defterini
önüme koyuyor oğlum Buğday başağı çizmemi istiyor benden Kalemi
alıyorum Bir üçgen çiziyorum ona Resim sanatındaki bilgisizliğime
şaşırıyor oğlum Şaşkın şaşkın diyor ki: Üçgenle başak arasındaki farkı
bilmiyor musun baba? Ona diyorum ki, oğlum Eskiden başağın biçimini
bilirdim ben Somunun biçimini Gülün biçimini.. Ama bu metalik
çağda Ormanın ağaçları Silahlı adamlara katıldı ya Güller, lekeli
giysilere büründü ya Silahlı başaklar çağında Kuşlar silahlı Kültür
silahlı Din silahlı Bir somun alsam İçinde tabanca buluyorum Bir gül
koparsam bahçeden Silahını dayıyor burnuma Bir kitap alsam
kitapçıdan Parmaklarımın arasında patlıyor...
4 Yatağımın kenarında
oturuyor oğlum Bir şiir okumamı istiyor benden Gözümden bir damla yaş
düşüyor yastığa Korkuyla izliyor oğlum ve "Ama baba diyor, bu gözyaşı,
şiir değil!" Ona diyorum ki: Büyüdüğün zaman oğlum Arap şiir
kitaplarını okuyunca Sözcükle gözyaşının kardeş olduğunu göreceksin Ve
Arap şiirinin yalnızca Parmaklar arasından çıkan Bir damla gözyaşı
olduğunu...
5 Oğlum kalemlerini, boya kutusunu önüme koyuyor Bir
yurt çizmemi istiyor benden Fırça titriyor elimde Ağlayarak
düşüyorum...
YABANCI ŞAİRLERE DÖN
|
|
|
|
Menü
|