|
NEŞET ERTAŞ
Hayatı ve Şiirleri
Sesi ve sazı ile babası Muharrem Ertaş'ın yolunu sürdüren Neşat Ertaş, 1938 yılında Kırşehir'in
Tırtıllar köyünde dünyaya geldi. Keman ve saz çalmasını öğrendi. Ankarada TRT radyo evine girdi.
Güçlü derlemeleri olan ozanın kendisine ait çok sayıda güfte ve besteleri vardır. Halen Almanyada
yaşamakta ve bir muzik evi çalıştırmaktadır.
Neşet Ertaş babası Muharrem Ertaş ile adeta Anadoludaki en olgun seviyesine erişen bu Türkmen/Abdal
muzik birikiminin yeni bir yorumcusudur. Yoğun yöresel özellikleri ve baskın mahallilik unsurları i
ile donanmış bu muziği yöresinin dışına çıkarmış, ülke genelinde ve hatta yurt dışında bilinmesini
ve tanınmasını sağlamıştır.
KENDİ AĞZINDAN HAYAT HİKAYESİ
bin dokuzyüz otuzsekiz cihana
kırtıllar köyünde geldin dediler babama muharrem, anama döne
dediysen atayı bildin dediler
dizinde sızıydı anamın derdi
tokacı saz yaptı elime verdi yeni bitirmiştim üç ile dördü baban
gibi sazcı oldun dediler
o zaman babamdan öğrendim sazı engin gönül
ile hakk’a niyazı o yaşımda yaktı bir ahu gözü mecnun gibi çölde kaldın
dediler
zalım kader devranını dönderdi tuttu bizi ibikli’ye gönderdi
babam saz çalarken bana zil verdi oynadım meydanda köçek dediler
anam döne ibikli’de ölünce tam beş tane öksüz yetim kalınca
beşimiz de perişan olunca babamgile burdan göçek dediler
yürüdü
göçümüz tefleğe doğru bu hali görenin yanıyor bağrı üç aylık çoçuğun
çekilmez kahrı bunlara bir ana bulun dediler
yozgat’ın kırıksoku
köyü’ne vardık bize ana yok mu diyerek sorduk adı arzu dediler bir ana
bulduk işte bu anadır buldun dediler
en küçük kardaşı kayıp eyledik
onun için gizli gizli ağladık üstelik babamı asker eyledik yine
öksüz yetim kaldın dediler
zalım kader tebdilimi şaşırttı heybe
verdi dalımıza devşirtti yardım etti yerköy’üne göçürttü biraz da burada
kalın dediler
yerköy’den kırıkkale’ye geldik babam saz çalarken biz
çümbüş aldık kırşehir’e varınca kemanı çaldık aferin arkadaş çaldın
dediler
yarin aşkı ile arttı hep derdim babamı bir yere dünür
gönderdim başlık çok istemişler haberin aldım istemiyor yarin seni
dediler
kırşehir’de yedi sene kalınca düğün düzgün hepsi bize
gelince burada herkese yer daralınca ankara’ya gider yolun dediler
ankara’da (sünnetçi) veysel usta’yı buldum epeyce eğleştim, evinde
kaldım yüz lirayı verip bir yatak aldım etti isen böyle buldun dediler
bir ev kiraladım münasip yerde kaldı kavim kardaş hep kırşehir’de
bu aşk hançerini vurdu derinde çaresini bulmazsan öldün dediler
yarin aşkı ile döndüm şaşkına arada içerdim yarin aşkına canan
acımaz mı garip dostuna bunu da içeriye alın dediler
İKİ BÜYÜK NİMETİM VAR
İki büyük nimetim
var Biri anam biri yarim İkisine de hörmetim var Biri anam biri
yarim
Ana deyip de geçilmez O yar anadan seçilmez İkisine de
kıymet biçilmez Biri anam biri yarim
Birisi var etti beni Birisi
yar etti beni İkisinin de birdir yari Biri anam biri yarim
AYVA TURUNÇ NARIM VAR
Ayva turunç narım var Benim ah ü zarım var Hep
derdinden ağlarım Bir vefasız yarim var
Al almayı ver narı
Ağlarım zarı zarı Tez günlerde gönderin O ahu gözlü yari
Ayva turunç nar bende Aldı aklım yar bende Hiç melhem kar eyleme
Yar yarası var bende
Ayva turunç neyleyim Halimi arz eyleyim
Zaten bende talih yok Ta küçükten böyleyim
GÖNÜL DAĞI
Gönül
Dağı yağmur yağmur boran olunca Akar can özümde sel gizli gizli Bir
tenhada can cananı bulunca Sinemi yaralar dil gizli gizli
Dost
elinden gel olmazsa varılmaz Rızasız bahçanın gülü derilmez Kalpten
kalbe bir yol vardır görülmez Gönülden gönüle yol gizli gizli
Seher
vakti garip garip bülbül öterken Kirpiklerin oku cana batarken Cümle
alem uykusunda uyurken Kimseler görmeden gel gizli gizli
AHU GÖZLERİNİ SEVDİĞİM
Ahu gözlerini
sevdiğim dilber Sana bir sözüm var diyemiyorum Sırrımı ellere
veremiyorum Derdimi ellere diyemiyorum
Helal olsun al yanaktan
aldığım El uzatıp gonca gülün derdiğim İnce belini tatlı dilini sevdiğim
Kırılsın kollarım duramıyorum
Al yanaktan aldıracağım azıktır
Tarama zülfünü gönlüm bozuktur Öksüzüm garibim bana yazıktır
Destursuz yanına varamıyorum
ACEM KIZI
Çırpınıp da şan ovaya çıkınca Eylen şan ovada kal
Acem Kızı Uğrun uğrun kaş altında bakarken Can telef ediyor gül Acem
Kızı
Seni saran oğlan neylesin mal Yumdukça gözünden döker mercanı
Burnu fındık ağız kahve fincanı Şeker mi şerbet mi bal Acem Kızı
NEREDESİN SEN
Şu
garip halimden bilen işveli nazlı Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen
Datlı dillim güler yüzlüm ey ceylan gözlüm Gönlüm hep seni arıyor
neredesin sen
Ben ağlarsam ağlayıp gülersem gülen Bütün dertlerim
anlayıp gönlümü bilen Sanki kalbimi bilerek yüzüme gülen Gönlüm hep seni
arıyor neredesin sen
Sinemde gizli yaramı kimse bilmiyo Hiç bir
tabip bu yarama melhem olmuyo Boynu bükük bir Garibim yüzüm gülmüyo
Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen
YARE GİDEM
Yare gidem yare gidem
Yareliyim nere gidem Bu derdimin dermanını Almaya ben yare gidem
Saçlarını ben öreyim Buna dayanmaz yüreğim Seni vermem Ezraile
Ben öleyim ben öleyim
Yar elinde yar elinden Yareliyim yar
elinden Dermansız bir derde düştüm Dermanı var yar elinden
DOYULUR MU? Tatlı
dile güler yüze Doyulur mu doyulur mu Aşkınan bakışan göze Doyulur
mu doyulur mu
Doyulur mu doyulur mu Canana kıyılır mı Cananına
kıyanlar Hakkın kulu sayılır mı
Zülüflerin dökse yüze Yar badeyi
sunsa bize Lebleri meyime meze Doyulur mu doyulur mu
Hem bahara hemi yaza Yarın ettikleri naza Yar aşkına çalan saza
Doyulur mu doyulur mu
Garibim geldik gitmeze
Muhabbetimiz bitmeye Yar île sohbet etmeye Doyulur mu doyulur mu
NE GÜZEL YARATMIŞ
Ne güzel yaratmış seni yaradan Esmesin sevdiğim yeller
incidir Güzelsin sevdiğim gülden goncadan Uzanmasın sana yar yar eller
incidir
Kipriklerin oktur kaşın yay kimi Gözlerin aklımı etti zay
gimi Cemalin güneşe benzer yüzün ay gimi Değmesin zülüfler yar yar
teller incidir
BİLEMEDİM KIYMETİNİ KADRİNİ
bilemedim kıymatını kadrini hata benim günah benim suç benim eliminen
içtim derdin zehrini hata benim günah benim suç benim
bir günden bir
güne sormadım seni körümüş gözlerim görmedim seni boşa mecnun eylemişim
ben beni hata benim günah benim suç benim
bilirim suçluyum gendi
özümde gel desem gelirdin benim izimden her ne çekti isen benim yüzümden
hata benim günah benim suç benim
sana karşı benim bir sözüm yoktur
haklısın sevdiğim kararın haktır garibim derdimin dermanı yoktur
hata benim günah benim suç benim
NEYLEDİN DÜNYA
aydost deyince yeri göğü inleten muharrem usta'ydı bunu dinleten gönül
kırmazdı bilerekten,bilmeden insan velisini neyledin dünya
sazını
çalarken kendinden geçen gönülden gönüle kapılar açan aşkın dolusunu
nefessiz içen gönül delisini neyledin dünya
garibim babamdı muharrem
usta bilirim aşıktı sevdiği dosta "sazımın emaneti.." diyen en son
nefeste sazın ulusunu neyledin dünya
DELİ BORAN
uzak yoldan geldim hasretim için hani nerde babam muharrem nerde yaralı
bülbülüm ses vermez niçin yüreği yanığım o kerem nerde
o garip
gönüllüm,dertli bakışlım feleğin elinde sinesi taşlım yüreği
yaralım,gözleri yaşlım gönül evi yıkık,viranım nerde
fetholurdu
feryadını dinleyen feryadı içinde derdin anlayan kuşlar gibi viranede
inleyen ecinnice deli boranım nerde
okula gidemedim bu dert benimdi
hemi benim derdim,hem babamındı hemi babam,hemi öğretmenimdi geribim
dersimi verenim nerde
ANAM AĞLAR
Anam ağlar başucumda oturur
Derdim elli iken yüze yetirir Bu dert beni yiye yiye bitirir
El
çek tabip el çek benim yaramdan Ölürüm kurtulmam ben bu yaradan
Anama babama yüzüm kalmadı Bir su ver demeye yüzüm kalmadı
Doktora tabibe lüzum kalmadı
El çek tabip el çek benim yaramdan
Ölürüm kurtulmam ben bu yaradan
AŞKIN BENİ DELİ EYLEDİ
Aşkın beni deleyledi Yaktı
yaktı kül eyledi El alemi kul eyledi Yar beni beni...
Mecnunum
sahra içinde Yunusum derya içinde Eyübüm yara içinde Sar beni
beni...
Aslı'yısan Kerim'i bul Derde derman vereni bul Garip
gibi viranı bul Sar beni beni...
ÇİÇEK DAĞI
Çiçekdağı derler de, var mı sana
zararım Yâr yitirdim uğrun uğrun ararım Üç güneydi benim kavli kararım
Beş gün oldu nazlı yârim gelmedi Derdime bir derman ver Çiçekdağı
Yârim hey, yine mi ben yandım
Hana vardım han değil Penceresi
cam değil Bugün ben yâri gördüm Ölürsem de gam değil
Çiçekdağı
derler garibin yurdu Hep orada arttı efkârı derdi Zâlim felek beni
yârden ayırdı Yârden ayrılması zor Çiçekdağı Yârim hey, yine mi ben
yandım
Nakarat
Çiçekdağı derler methini etmek Kolaymıdır
seni terkedip gitmek of! Hele şu gurbetin kahrını çekmek Gel onu da bana
sor Çiçekdağı Şâhım hey, yine mi ben yandım
EVVELİM SENSİN
Cahildim dünyanın rengine
kandım Hayale aldandım boşuna yandım Seni ilelebet benimsin sandım
Ölürüm sevdiğim zehirim sensin Evvelim sen oldun ahirim sensin
Sözüm yok şu benden kırıldığına idip başka dala sarıldığıma
Gönülüm inanmıyor ayrıldığına
Gözyaşım sen oldun kahirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin
Garibim can yıkıp gönül kırmadım
Senden ayrı ben bir mekan kurmadım Daha bir gönüle ikrar vermedim
Batınım sen oldun zahirim sensin Evvelim sen oldun ahirim
sensin
GEL SEVELİM
Gel sevelim sevileni seveni
Sevgisiz suratlar gülmüyor canım Nice gördüm dizlerini döveni Giden
ömür geri gelmiyor canım
Özü gülmeyenin yüzü güler mi Sevgisiz
muhabbet Hakk'a değer mi Seven insan kaşlarını eğer mi Zorunan güzellik
olmuyor canım
Sevgi haktır seven alır bu hakkı İçi güler dıştan
görünür farkı Sevmeyene akmaz sevginin arkı Boş lafla oluklar dolmuyor
canım
Bir zaman aşıkken sen de sevmiştin O anda dünyayı nasıl
görmüştün Sanki cennetin bağına girmiştin Çokları bu hakkı bilmiyor
canım
Aşkın ateşine yandım alıştım Bu ateş içinde aşkla tanıştım
Doğru mu yanlış mı deyi danıştım Sevgisiz hakka kul olmuyor canım
Sevenin içinde yanar ışıklar Kaybolur karanlık tüm dolaşıklar
Garibim sevenler bunca aşıklar Boş hayale boşa yelmiyor cenım
HAPİSANELERE GÜNEŞ DOĞMUYOR
Hapisanelere güneş doğmuyor
Geçiyo bu ömrüm de günüm dolmuyor Eşim dostum hiç yanıma gelmiyor
Yok mu hapisane beni arayan Bu zındanda ölem can gardiyan
Birer birer yoklamayı yaparlar Akşam olur kapıları kaparlar
Bitmiyo geceler, olmaz sabahlar Yok mu hapisane beni arayan Bu
zındanda ölem can gardiyan
Anamdan doğalı garip kalmışım Acı
hapisane aha genç yaşım Benim zındanlarda neydi işim Yok mu hapisane
beni arayan Bu zındanda ölem can gardiyan
KARANFİL SUYU NEYLER
Karanfil suyu neyler (gülüm)
Güzel kokuyu neyler (gülüm) İki baş bir yastıkta (gülüm) O göz
uykuyu neyler (gülüm)
Le le le le Leylam yar Hergün akşam böyle yar
Kötü isem söyle yar
Karanfil deste gider Kokusu dosta gider
Sevipte alamayan Gurbete hasta gider
KÜSTÜRDÜM GÖNLÜMÜ
Küstürdüm gönlümü güldüremedim
Baharım güz oldu yazım kış oldu Gönüle yarimi balduramadım Baharım
güz oldu yazım kış oldu
Şu fani dünyada murad almadan Eller gibi şad
olup da gülmeden Ellerin bağında gülü solmadan Baharım güz oldu yazım
kış oldu
MÜHÜR GÖZLÜM
Mühür gözlüm, seni elden,
Sakinirim kiskanirim Uçan kustan esen yelden Sakinirim kiskanirim..
Yagan kardan, esen yelden Sakinirim kiskanirim..
Havadaki
turnalardan, Su içtigim kurnalardan, Giyindigim urbalardan Sakinirim
kiskanirim..
Besikte yatan kuzudan, Hem oglundan hem gözünden,
Ben seni, senin gözünden, Sakinirim kiskanirim..
Al izzet'i
oncalardan, Elindeki goncalardan, Yerdeki karincalardan Sakinirim
kiskanirim
NİYE ÇATTIN KAŞLARINI
Niye çattın kaşlarını
Bilmiyom yar suçlarımı Ben ölürsem saçlarını Yolma gayrı yolma leyli
leyli yar
Ben yandım aşkın narına Meyletmem dünya malına Ben
ölürsem mezarıma Gelme gayrı gelme leyli leyli yar
Bir garibim
düştüm dile Gerçeklerde olmaz hile Zalimler elinden bile Alma gayrı
alma leyli leyli yar
YANARIM SENİN AŞKINA
Yanarım senin aşkına Gel
kaçma gel gel Derdinden döndüm şaşkına Gel kaçma gel gel
Mecnun'um bu çöllerde Bülbülüm şu güllerde Kaldım gurbet ellerde
Gel kaçma gel gel
Hasretin dağlar beni Gel kaçma gel gel
Zülfüne bağlar beni Gel kaçma gel gel
YOLCU
Bir anadan dünyaya gelen yolcu
Görünce dünyayı gönül verdin mi Kimi büyük kimi böcek kimi kurt
Merak edip hiç birini sordun mu
İnsan ölür ama uruhu ölmez Bunca
mahlukat var hiç biri gülmez Cehennem azabı zordur çekilmez Azap çeken
hayvanları gördün mü
İnsandan doğanlar insan olurlar Hayvandan
doğanlar hayvan olurlar Hepisi de bu dünyaya gelirler Ana haktır sen bu
sırra erdin mi
Vade tekmil olup ömür dolmadan Emanetçi emanetin
almadan Ömrünün bağının gülü solmadan Varıp bir canana ikrar verdin mi
Garip bülbül gibi feryad ederiz Cehalet elinde küsmü kederiz Hep
yolcuyuz böyle gelir gideriz Dünya senin vatanın mı yurdun mu
ZÜLÜF DÖKÜLMÜŞ YÜZE
Zülüf dökülmüş yüze Kaşlar yakışmış göze Usandım bu
candan Dert ile geze geze
Gün doğdu aştı böyle Gönlümüz coştu
böyle Sen orada ben burda Ömrümüz geçti böyle
Bu ellerde gez
gayri Katip ol da yaz gayri Bir kazma al bir kürek Mezarımı kaz
gayri
OZANLAR SAYFASINA DÖN
|
|
|
Menü
|