|
BAHTİYAR VAHABZADE hayatı ve şiirleri
Bahtiyar Vahabzadə Mahmud oğlu 1925 de Şekide doğmuştur,
1934 de ailesi ile beraber Bakü ye göçmüşdür. 1942 de orta okulu
bitirip, Bakü Devlet Universitetinin filologiya fakultesine dahil olmuş, 1947 de
aynı fakulteyi bitirmiştir
1951 de "S.Vurğunun lirikası" mevzusunda namizedlik,
1964 de ise "S.Vurğunun hayat ve yaradıcılığı" mevzusundaki monografiyasıyle
filoloji ilimler doktoru alimlik derecesini almışdır.
Bahtiyar Vahabzade bedii yaradıcılığa ikinci Dünya savaşı yıllarında
başlamış, 1945 de Yazıçılar İttifaginın üyeligine kabul olunmuşdur.
B.Vahabzade 40 yıl üniversitede ders vermiş
, 1990 dan sonra emekliye ayrılmıştır. 1980 de Azerbaycan ilimler
Akademiyasının şeref üyesi seçilmişdir. 1980 ve 2000 yılları arasında 5
defada milletvekili seçilmiştir.
|
Annem Öldü Mü?
Annem Öldü Mü? Ne hız
ellerini üzdün dünyadan Balanı tek koyup nereye gittin? Nasıl yok
oluyormuş bir anda insan Sanki bu dünyada hiç yok imişsin..
Güneş
gurup etti... oda karardı... Bir anda yok oldun sen hayal gibi. Şimdi
düşünürüm senden ne kaldı.. Gönlünde hatıran kara hal gibi...
Beni
boya başa yetirdin anne Bize borçlu bildik her zaman seni Sen beni
dünyaya getirdin anne Bense yola saldım dünyadan seni...
Sen bana
beşikte ninni çalmışsın Bugün ninni çalsam sana ben de mi? Senin şirin
şirin ninnilerini Sana gaytarayım cenazende mi?
'Uykun şirin olsun'
diyerdin bana 'Uykun şirin olsun' deyim mi sana Gerek ben basına dönüm
dolanım, Beni hayat için hep uyutanım,
Söyle ölümçün Nasıl
uyutayım seni ben bugün?
Bu nasıl dünyadır anlayamam ben, Cilvesi
cürbecür, rengi cürbecür Dün öz nefesiyle seni işiden Bugün buza dönüp,
tasa dönüptür
Bu nasıl dünyadır... İnsanoğlunun Hayali göktedir
kendi yerdedir... Sağken omuzunda hayatın yükü Ölende ceseti
çiyinlerdedir... Bu nice dünyadır bu nice dünya Ölüm hakikat hayatı rüya
Derdimin gamımın ortagı sendin Niye yüz çevirdin ya niye benden? ...
'Derdin bana gelsin' hani diyerdin Niye dert ekledin derdime ya sen
Annem, kimse seni darıltmamıstır, Ben seni Ben seni darıltan
kadar. Şimdi kime açsam derdimi bir bir Kim benim derdime yanar sen
kadar? Evin her yerinde görülür yerin Gözüm ahtarcıdır anne ey anne
'Ninem' 'hani' diyor küçük azerin Ne cevap verem ana ey ana Bilmem
bilmem bilmem bu ölüm nedir Hayat var iken Nefesin ey anam hala evdedir
Kendin yer altinda taşa dönmüşsün
Bugün yedin oldu... Annem yedi
gün, Bizimle beraber ağlar odalar Sana Yalniz sana Sana demek
için Gönlümde ne kadar bilsen sözüm var...
Annem ısmarlandın anne
topraga Bu ölüm sineme çekti dağ benim Sen benim arkamda benzerdin dağa
Sanki de arkamdan uçtu dağ benim...
Ömrü başa vurdun altmış yaşında
Altmışın üstünde durup yaşında Artık senin için durudgu zaman Benim
çün dolaşır Gün olur akşam... Vakit geçer sen benden uzaklaşirsin
Ben sana günbegün yakınlaşırım...
Neylemeli
Kuş okudu, ferahlandık Taş
okusa neylemeli? Örümcekse ag dokudu Cali dokusa neylemeli?
Dedim, dünya bir temaşa Her arzumuz geldi başa Dediklerin baştan
başa Boş ruyaysa neylemeli?
Sesimiz yok, gürültümüz var
Okumuz yok, yayımız var Deme gelmiş çayımız var Şeker yoksa
neylemeli?
Yalanlardan cana doyduk Ona uyduk, buna uyduk Et
kokuştu, tuza koyduk Tuz kokarsa neylemeli?
Adsız Şiir
Gözümde göllendi, güllendi
yaşlar Dağıldı başımdan dostlar, tanışlar Bedbahtlık- yüreğe çapraz dağ
çeken Tekliğin zamanda ikiz kardeşi Teklik – gönül sıkan, teklik bel
büken Dünyanın en büyük, en ağır taşı!
Yalan bin boyalı, gerçek
boyasız Yalan-kıpkırmızı, gerçek- ak olur Yalan kışkırıkçı, yalan
hayasız Gerçekse her zaman utangac olur.
Benden Habersiz
Ömrün fasılları tez geldi geçti.
Yazı verimlidir, kışı verimsiz Bir gün gördüm ki, güçten düşmüşüm.
Yıllar öz atını sürdü eğersiz.
Ülkü olan yere baş koyan yıllar
Gamlı gözlerime yaş koyan yıllar Ey yaşım üstüne yaş koyan yıllar,
Nere kaçarsınız benden habersiz?
Ey ömür! Görünür artık sahilin,
Elin kısıldıkça uzanır dilin. Ömürden verdiğim yetmiş üç yılın
Zehiri yeterli, balı yetersiz.
Öz omuz yüküdür herkesin yaşı
Derdi - sırdaşıdır, fikri – yoldaşı, Dönüp mizacıma kahır gözyaşı.
Sevinç de, keder de, geçmez kahırsız.
Fikirler selinde akandan beri
Ayıramadım ben hayırdan şerri Dökülmüş ömrümün yaprak yılları
Bahçesi virane, bağı çepersiz
Gönül o gönüldür, koca yaşımda,
Fikirler kaynaşır yine başımda Yine hücumdayım söz savaşımda, Sözüm
etkilidir , özüm etkisiz.
Elveda
Diyorum; Sefası bitti
ömrümün, Şimdi dağa çıkarım, düze elveda. Düze duman çöker, düze kar
yağar, Bahara elveda, yaza elveda...
Bahtiyar; Derinde sızlayıp
yaran, Kalbini dağlayıp üzer herzaman. Göze hüzün çöker, göze yaş dolar,
Sevince elveda, düşe elveda...
Şimdi özkökünden süzülen benim,
Özge budaklara dizilen benim, Şimdi ne sen sensin ne de ben benim,
Biz ki biz değiliz bize elveda.
Kafi mi?
Allah’ın verdiği bu aciz akıl
O’nu derk etmeye bize yeter mi? Ne kadar istesen göğe secde kıl,
Görünmezi görmek göze yeter mi?
Elimiz uzundur, aklımız gödek(1)
Bir taşın üstünde bir bostan ekmek İnsan yüreğinin resmini çekmek
Allah’ım, bir renge, boza kafi mi?
Kalbimi şiirimle diyenden beri,
Sandım sözümdedir fikrin cevheri Sorurum duyduğum derinlikleri
Hissim kadar demek söze kafi mi?
Tora Düştü Keleğinden
Dünyanın
Baş açmadım ömrüm boyu ben yazık
İblisinden, meleğinden dünyanın Adem sattı bir elmaya cenneti Tora
düştü keleğinden dünyanın
Ne güzeldir, yürek geniş, söz açık
Yaşamadım bir sevdamı yarımcık. Azap adlı değirmenden narin çık
Geçeceksin eleğinden dünyanın
Arzum için bir meleyen cüyürdüm O
tepeden bu tepeye yüyürdüm Niye korkum kefeninden? Ne gördüm Beşiğinden,
beleğinden dünyanın
Biz özümüz özümüzden öç aldık Geçen güne gelen
günü bac aldık Ömrümüzün yarısında gocaldık Sillesinden köteğinden
dünyanın
Gönül üzgün, hayal küskün derbeder Özün söyle zulm olar mi
bu kadar? Yedekleyip arkasınca süreder Berk yapışsan eteğinden dünyanın.
Gönül düştü bin arzunun izine Bilemedik eğrisi ne düzü ne? Şimdi
kefen örüyoruz özüne Öz külünden, çiçeğinden dünyanın.
Vicdan
İki yolun ayrımında ben durup
Gah o yandan, gah bu yandan korkarım Devden değil, sinek kadar gücüyle
Ben kendini dev sayandan korkarım Hakk evinde hak divanı kurulmuş
Her kazancın öz kiymeti sorulmuş İddiası boynumuza yük ılmuş
Bağışlanan şeref şandan korkarım
Bu dünyadan umacağım mizandır
Korktuğum kes bu mizanı bozandır Tok herifin kudurması, yamandır
Acandan yok, ben doyandan korkarım
Uyarsak biz nefs adlanan elçiye
Tükürürüz vicdan kesen ölçüye Odur veren düz, kıymeti her şeye
Vicdanından korkmayandan korkarım
Yol İşareti
Sevdinse ... Aşkında yitip
yok oldun, Karıştıracaksın günü ,ayları . Sevgi yollarında ne kaide,
kanun Kendin aşmalısın bu dolayları .
Eriyip kendini yok sanacaksın
Bu derdin olmayıp özge çaresi Sen hız hız 'kazaya' uğrayacaksın
Yoktur bu yollarda yol işareti
YABANCI ŞAİRLERE DÖN
|
|
|
|
Menü
|